Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce, Memleket Buluşmaları kapsamında Kahramanmaraş’ta vatandaşlarla bir ortaya geldi.
“İNFİAL YARATAN BİR OLAY YAŞIYORUZ”
“Dini nikaha savaşa açtı!” diyenlere seslenen İnce, şunları söyledi;
*Bir anayasa tartışmasıdır, gündemde. Çözülmüş bir sorunu, hiçbir sorun yok isteyen başörtüsü takıyordu, takmayan takmıyordu. Çözülmüş bir sorunu Sayın Kılıçdaroğlu tekrar gündeme getirdi, Erdoğan da gollük pası gole çevirdi.
*Şimdi uğraşıyorlar, çalışıyorlar. Ya bedelli arkadaşlar, çözülmüş bir sorunu anayasa ile çözmek istiyorlar yine. Ancak o anayasada bir şey yok, o anayasa değişikliğinde bir şey yok.
*Toplumda infial yaratan bir olay yaşıyoruz, duymuyor musun 6 yaşındaki çocuk 29 yaşındaki adamla dini nikahla evlendirilmiş. Bunu engelleyecek bir unsur neden yok o anayasa değişikliğinde. Buna devam mı edecekler? Madem anayasa değişikliği yapıyorsunuz, yapsanız ya bu mevzuda da bir düzenleme.
*Bu mevzudaki mağdur 2 sene evvel bakanlığa gitmiş, şikayette bulunmuş. Devlet susmuş, bakanlık susmuş. Tekrar söylüyorum; hangi bakanlık sustuysa, hangi polis hangi savcı sustuysa, 6 yaşındaki çocuğa imam nikahını kim kıydıysa, şahitleri kimse bunlar derhal mahpusa tıkılmalıdır.
*Ama bu ülkede ahlaksızlık diz uzunluğu olmuş artık. 6 yaşındaki çocuğa kim imam nikahı kıydı diye soruyorum, onu mahpusa atalım diyorum. Kimileri çıkıyor, Muharrem İnce dini nikaha savaş açtı diye yazıyor.
*Ahlaksızlar, bunlar ahlaksız, bunlar Müslüman falan değil. Kendini müslüman olarak tanımlayan, Müslümanların içindeki truva atlarıdır bunlar. Kim demiş dini nikaha savaş açtım diye ahlaksız herif. 6 yaşındaki çocuğa dini nikah kıyan ahlaksızlardan bahsediyorum. Yetişkin birisi; uygar nikahını resmi nikahını kıymış, imam nikahını kıyar kıymaz benim ilgi alanımda değil.
*O inançlarıyla ilgili bir durum. Çocuktan bahsediyorum, çocuktan. Bunların hepsi mahpusa atılmalıdır, en ağır ceza verilmelidir bunlara. Çocuklarımızdan bahsediyoruz ya. Aman partilere bakıyorum gıkını çıkaramıyorlar, göstermelik iki açıklama o kadar. Aman cemaatlerden, tarikatlardan oy alacaklarmış. İstemiyorum ben 6 yaşında çocuğa imam nikahı kıyan adamın oyunu ne yapayım ben?
*İstemiyorum, gitsin hangi partiye verirse versin. Bunu rayına oturtacağız. Çocuklara taciz tecavüz olacak yurtta, 6 yaşında çocuğa nikah olacak yerle bir ederiz orayı! Yerle bir ederiz, affı yok bunun. Kuralları olacak toplumun. Ahlaksızlığı, din diye satmaya çalışıyorlar bize.
CUMHURBAŞKANI AÇIKLAMASI
*Türkiye’nin önünde bir seçim var. Bu seçimde milletimize 2 seçenek dayatılıyor. 40 katır mı, 40 satır mı? Ya partili cumhurbaşkanını seçeceksin ya da parti liderlerinden buyruk alan cumhurbaşkanını seçeceksin. Öbür bir seçeneğimiz yok mu? Hayır, öbür bir seçeneğiniz yok. Yahu arkadaş neden olmasın?
*Bakın 2018’de Erdoğan ile birlikte yarışırken dolar 4,6 liraydı, bugün dolar 19 liraya çıkmış. 2018’de mazot 5 liraydı, bugün 23 lira. CDS’ler 300’dü, bugün 500’ün üzerinde ki bir orta 900’ü bile gördü.
*Merkez bankası rezervi +30 milyar dolarda idi, artık -60 milyar dolarda. Kelamların hiçbiri tutulmadı. Partili cumhurbaşkanlığı yaramadı. Partili cumhurbaşkanlığı ile daha fazla fakirleştik, partili cumhurbaşkanlığı ile borcumuz daha fazla arttı, daha sıkıntı geçinir olduk. Çocuğumuza harçlığı daha sıkıntı verdik, kiramızı daha güç ödüyoruz. Pekala öbür tarafın talebi ne? 6 kişi bir ortaya gelecek, talimat verecekler cumhurbaşkanına, o da ülkeyi yönetecek.
*Yüzde 2 alacak bir parti, cumhurbaşkanı seçilebilmesi için 50+1 alacak, yüzde 50+1 alan birisi bir karar alacakken; “Dur bir dakika bakayım, Temel Karamollaoğlu ne düşünüyor ona bir sorayım.” diyecek. Bu duşa kim inanır? Bu türlü bir saf cumhurbaşkanı olur mu? Bu kadar saf adamdan cumhurbaşkanı olur mu? Hasebiyle ne partili cumhurbaşkanı ne parti liderlerinden buyruk alan cumhurbaşkanı, bu milletin bir evladı olacak.
*Yeterli birikimi olan, tecrübesi olan, siyasi deneyimi olan, sıhhati yerinde olan, aklı başında olan, matematik bilen, toplumu kucaklayacak, Edirne’den Ardahan’a gönül köprüleri kuracak, ayrımcılık yapmayacak, aklı temel alacak, adaleti tesis edecek, ahlaklı olacak. Bu türlü birini bulacağız.
“KÖY OKULLARINI DERHAL AÇACAĞIZ”
*Bugünlerde Büyük Millet Meclisinde bütçe görüşülüyor, Türkiye uçuyor anlatılanlara bakarsan. Türkiye uçuyor, refah içinde, herkesin yüzü gülüyor, iktidar o denli anlatıyor. Lakin ne yazık ki köy okullarını açamıyor, öğretmen atayamıyor. Yazık 2022 yılında öğretmenler işsiz, çocuklar öğretmensiz.
*O köy okullarını derhal açacağız, Memleket Partisi olarak milletimize sözümüzdür. Eğitim fakültesi gençler, sizi öğrencileriniz ile buluşturacağız, köy okullarını yine açacağız.
“ERDOĞAN BİR DAHA SEÇİLİRSE DOLAR 50 LİRA OLUR”
*Erdoğan tıpkı sineması tekrar etmeye başladı yeniden. Son kere aday oluyorum diyor, bu son defası üçüncüye söylüyor natürel. En son söylediğinde “Ver yetkiyi, gör etkiyi” demişti. Millet verdik yetkiyi, bana vermedi yetkiyi ona verdi yetkiyi. Ben de o vakit demiştim ki dolar 4 liraydı; bakın yanlış yapıyorsunuz Erdoğan’ı seçerseniz dolar 10 lira olur, demiştim.
*Millet bana gülmüştü. Hatta demişlerdi ki; Muharrem İnce’yi MİT sorgulasın, doların 10 lira olacağını nereden biliyor? Ben de müneccim değilim, istihbaratçı da değilim. Lakin yapılanlara bakınca onu görüyorum, demiştim.
*Şimdi söylüyorum; Aziz milletim yanlış yaparsın, Erdoğan bir daha seçilirse dolar 50 lira olur. Zira akla uygun değil onun idaresi, bilime uygun değil, iktisada uygun değil. İktisat, teolojik kurallarla yönetilemez. Yaptığı iş bilime terstir, hukuka alışılmamıştır, kozmik kıymetlere terstir.
“BANA KARŞILIK VERECEKSE SENİN GENEL LİDERİN VERİR”
*Bir diğer husus da geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’daydım. Kentin birtakım yerlerine Türkçe, birtakım yerlerine Kürtçe “Muharrem İnce beğenilen geldiniz” diye pankart asmış Diyarbakırlılar, partililerimiz. Bir sakınca görmedim, bence bir sakınca yok. Niçin? Kentin girişinde yazıyor zati Kürtçe, devlet yazmış.
*Şehrin girişinde Türkçe de yazıyor, Kürtçe de yazıyor. Belediyenin kapısında Türkçe de yazıyor, Kürtçe de. TRT’yi açıyorsun, Kürtçe televizyon var. Bence bir sakınca yok. Memleketine gitmişim, vatandaşımız da demiş ki; ben de Kürtçe biliyorum, sana Kürtçe de güzel geldin demek istedim. Ne sakıncası var?
*Bir partinin yöneticisi ikide bir saldırıyor. Muhatap almıyorum ancak görüyorum da. Onun sıkıntısı ben değilim natürel. Onun kaygısı parti içi çaba. Benim bir parti genel lideri ile ittifak kurmak için bir görüşme yaptığımı biliyor. Oradan çıkıntı oluyor ki bana sallıyor ki, bak diyor “Ben partide bir gücüm.
*Beni partimde değerli bir yerlere getir yoksa senin kuracağın ittifaklarda falan başına bela olurum.” Bildiri veriyor, sıkıntısı Kürtçe Türkçe tabela değil. Kederi parti içi yerini sağlamlaştırmak. Ben buna alet olamam. Son defa karşılık veriyorum, bir daha da karşılık vermem.
*Bana karşılık verecekse senin genel liderin verir, sen otur oturduğun yerde. Konuşulacaksa onunla konuşurum, karşılık verecekse o bana yanıt verir. Lakin ikide bir de bu türlü her gün her gün devam ettiriyorsun, nokta. Ne halin varsa gör.
EKREM İMAMOĞLU AÇIKLAMASI
*Sayın Ekrem İmamoğlu ile bir dava yürüyor. Yanılmıyorsam ayın 14’ünde. YSK üyelerine hakaretten bir siyasi yasak isteniyor Ekrem beyefendiye. Ben de diyorum ki, bana da istendi benim de var iki tane siyasi yasak istemim. Hiç kime sahip çıkmadı bana. Aman yasaklı olsun diye bekliyorlar tahminen.
*Ben de diyorum ki; bu türlü yapmayalım. Bakın Ekrem İmamoğlu seçim kazanmış bir adam. Onu yalnız bırakmayın diyorum. Duruşmalarına gidin, sahip çıkın. Bilhassa CHP’ye sesleniyorum dedim. CHP, başarılı evlatlarını öğütme makinası üzeredir, çok sever bu işi. CHP’nin yöneticilerine sesleniyorum; gidin Ekrem İmamoğlu’na duruşmada sahip çıkın, bunu söyledim.
*Memleket Partisi’nin üyelerine de, “siz de gidin” dedim. Seçim kazanmış birisini mahkeme kararı ile siyasi yasaklı yaptırmak, demokrasiye yakışmaz. Söylediğim bundan ibaretti. Bana sahip çıkmadılar, bari ona sahip çıkın dedim.